DUVAR- Uzman Klinik Psikolog Lucy Maddox, Düşbaz Yayınları tarafından yayımlanan Bugün Yeniden Başlıyorsun / Terapi Odasından Tavsiyeler kitabında yılı aylara bölerek bu süreçlerde duygu durumumuzda olacak muhtemel değişimleri ve bunları nasıl faydalı hale dönüştürebileceğimizi örnekler vererek açıklıyor.
Maddox’la kitaba dair tüm içeriği kapsayacak ayrıntılı bir söyleşi gerçekleştirdik.

Söyleşimize psikoloji bilimi ile yolunuz nasıl kesişti sorusu ile başlamak istiyorum. Hep ilginiz var mıydı yoksa tesadüfler ve bir takım olaylar sonucu mu klinik psikolog olmaya karar verdiniz?
Klinik psikolog olacağımı düşünmemiştim, ancak farklı işler denedikçe insanlarla konuşmayı ve onları dinlemeyi içeren yönlere doğru çekildim. Bu yüzden bir şekilde insanlarla çalışmak istediğime karar verdim. Klinik psikolojinin insan odaklı olmasını ve ayrıca insanlara en faydalı olanı sunmak için bilimsel yöntemler kullanmasını önemli buluyorum.
Çocukluğumuzun psikolojimizi nasıl şekillendirdiği ile ilgili çalışmalarınız ve bir de bu konuyla ilgili bir kitabınız var. Hatta mesleğe ilk başladığınız yıllarda ergen ruh sağlığı koğuşunda çalışmak istemişsiniz. Terapi konusunu bu noktadan konuşmaya başlayabilir miyiz? Yetişkin de olsak terapi odasına ilk olarak çocukluğumuz giriyor öyle değil mi?
Ergenlerle çalışmayı her zaman sevmişimdir: Olayları olduğu gibi anlatırlar ve nispeten küçük bir müdahaleyle yörüngelerinde büyük bir değişiklik yapma alanınız geniştir, daha önemlisi bu değişiklik potansiyelini içlerinde taşımalarıdır. Bu yüzden terapiye girdiğinde büyük bir değişim potansiyelini içlerinde taşıdıklarını bilirsiniz. Bununla beraber ergenlik yıllarımız büyük bir geçiş dönemidir, ruhumuza ve düşüncelerimize dair önemli kırılma anları bu dönemde yaşanır ve bu dönemdeki deneyimleri yetişkinliğimizde uzun süre bizimle kalabilir.
Bugün Yeniden Başlıyorsun / Terapi Odasından Tavsiyeler kitabınızla ilgili sizi masanızın başına oturtan sebepler nelerdi? Ana, odak konu olarak neyi belirlemiştiniz?
Terapi Odasından Tavsiyeleri, terapi görmek istemeyen ancak günlük hayatlarında bu fikirlerden faydalanabilecek kişilerle paylaşmak istedim.
Daha fazla insanın faydalanabilmesi için psikolojiyi başkalarıyla konuşma, onlara doğru şekilde aktarma fikrini seviyorum.
Kitabın giriş kısmındaki yazınızda, “Döngüsel davranışların içine düşmek her zaman sıfır noktasına geri dönmemiz gerektiğini değil, halen bir şeyler öğrendiğimizi ve uyguladığımızı ve düşünceli bir hayat yaşadığımızı gösterir.” diyorsunuz. Psikolojik sorunlarımızın çoğu kendimizi tam olarak tanımamamız ve yaşadıklarımızla ilgili tam anlamıyla farkındalığa varamamamızdan kaynaklanıyor öyle değil mi?
Sanırım hepimiz tekrarlayan kalıplara düşüyoruz ve bu insan olmanın normal bir parçası. Bu kalıpların farkında olabilmek kendi başına çok güçlü olabilir. Bunları değiştirmek için adımlar atmak daha da iyi olabilir. Psikolojinin içe bakış yöntemleri ve psikanaliz bu döngüsel kalıpları kırmak için var.
Kitabın çerçevesi için kullandığınız ve terapi seanslarınızda sık sık bahsettiğinizi söylediğiniz “Yıl döngüsü” var. Yıl döngüsü oluşturma ve bunu terapilerinizde uygulama fikri nasıl aklınıza geldi, süreçten biraz bahseder misiniz?
Psikoloji fikirleri ve bunların günlük hayatlarımızla nasıl ilişkili olduğu hakkında düşünmeyi seviyorum ve yıllar boyunca bazı temaların tekrar
tekrar gündeme geldiğini fark ettim. Kitabın 12 ay ile yapılandırılmış olması, bu ilişkileri yansıtmamı sağladı ve ayrıca farklı fikirleri açıklamak için bir çerçeve sağladı.
Yıl döngüsünü 12 aya ayırıyorsunuz ve Ocak ayından başlayıp Aralık ayına kadar ayların ruh halimizi, psikolojik reflekslerimizi nasıl etkilediğini anlatıyorsunuz. Terapileriniz sonuncunda danışanlarınızın bu süreçleri yıl döngüleri bazında artık daha iyi atlattıkları ile ilgili gözlemlerinizi biraz anlatır mısınız?
Değişen mevsimlerin ve bu mevsimler boyunca farklı zaman dilimlerinin ruh halimizi her zaman etkileyeceğini düşünüyorum, ancak mevsimlerin ve yıl döngüsünün iniş çıkışlarının farkında olmak, bizi zamana bağlamada ve farklı zamanlarda faydalı olabilecek farklı stratejiler kullanmamızı sağlamada faydalı olabilir.
Ocak ayında motivasyon eksikliği, Ağustos ayının sıcağında aşırı öfke yaşama eğilimi, Eylül ayında okul başlangıcı hissiyle ilişkili beklentiler, zorluklar ve Aralık tatil sezonunun tadını çıkarma baskısına kadar ayların psikolojimiz üzerindeki etkisiyle ilgili çok önemli ayrıntılara giriyorsunuz kitap boyunca. Kendimizi en iyi, veya en depresif hissettiğimiz aylar hangileri?
İnsanların yılın herhangi bir ayında tam olarak ne hissedeceğini söylemek zor, çünkü hepimizin çevremize karşı farklı tepkileri var ve ayrıca hepimizin farklı yıldönümleri (olumlu ve acı verici olaylar) var ve bu da nasıl hissettiğimizi değiştirebilir. Ancak tekrar ettiğini düşündüğüm bazı temalar var, örneğin Noel birçok insan için zorlu bir zaman olabilir ve kitap bunlardan bazılarını yardımcı olabilecek şeyleri paylaşmak için var.
Terapi odasında öğrendiklerinizi kendi hayatınız için de kullandığınızı, kendi ruhsal süreçleriniz, iniş çıkışlarınız için de uyguladığınızı söylüyorsunuz. Yaşam döngüsü sizi nereden nereye getirdi diye sorsam ne söylemek istersiniz?
Şu an bulunduğum noktada olduğum için çok şanslıyım ve aynı zamanda her zaman üzerinde düşünülmesi ve öğrenilmesi gereken şeyler var.Umarım hayat hakkında düşünmeye ve ondan öğrenmeye devam edebilirim.
Yeni kitap çalışmalarınız var mı? Varsa eğer konu başlığınız ne olacak?
Şu anda özel olarak bir kitap yazmıyorum ama şefkat konusunda araştırma yapıyorum ve bu konuya çok ilgi duyuyorum.